Gelişmekte olan piyasalardaki düzenleyici ortam, küresel standartları takip ederek ancak bölgesel bağlamlara uyarlanmış nüanslarla daha yapılandırılmış hale gelecektir. Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki ülkeler sürdürülebilir uygulamaların bir lüks değil, uzun vadeli ekonomik istikrar ve çevrenin korunması için bir gereklilik olduğunu giderek daha fazla kabul etmektedir. Bu bölgelerdeki hükümetlerin sürdürülebilirlik politikalarını artırması ve daha resmi ÇSY açıklama gereklilikleri getirmesi beklenmektedir.
Bu değişikliklerin temel itici güçlerinden biri de artan yabancı yatırım ihtiyacıdır. ÇSY faktörlerini karar alma süreçlerine giderek daha fazla entegre eden küresel yatırımcılar, bu pazarlardaki şirketlerden daha iyi şeffaflık ve standardizasyon talep edecektir. AB'nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve İklimle İlgili Finansal Açıklamalar Görev Gücü'nün (TCFD) tavsiyeleri gibi uluslararası kılavuzlardan esinlenen düzenleyici çerçeveler, gelişmekte olan ekonomilerin özel ihtiyaçlarına uyarlanacaktır.
Bununla birlikte, zorluklar da olacaktır. Bu bölgelerdeki işletmelerin yeni uyum standartlarını karşılayabilmelerini sağlamak için kapasite geliştirme çok önemli olacaktır. Şirketlerin uyum sağlaması için gereken beceri, bilgi ve araçları geliştirmek üzere yerel hükümetlerle birlikte çalışan uluslararası kuruluşlar ve STK'lar göreceğiz.